Akademik

Global Mi, Analitik Mi ?

Bu terimlerin anlamını ilk defa öğrendiğimde  inanılmaz derecede heyecanlanmıştım ve aslında “anormal” olmadığımı anlamıştım.

Öğrencilik hayatım boyunca masada asla ders çalışmadım.

Yerde bir mindere uzanarak, kağıdın üzerine kapanırdım.

Müzik dinleyerek geometri çözmeye bayılırdım.

Kompozisyon yazarken hep bir hafif müzik açardım.

Öğrendiğim konunun işime yaramayacağını düşünürsem asla motive olamazdım.

Sınıfta ya da evde sandalyenin öndeki iki ayağı hep havada, eğik bir şekilde otururdum. Bazen sallanırdım. 

Anlatılan bir konuya ciddi anlamda odaklandığımda sandalyede ileri geri sallanarak tutturduğum ritim istemsiz olurdu.

Bazen derste uzun süren anlatımlardan ciddi boyutta sıkılır belli bir yerden sonra ortamdan kopardım. (Hala öyleyim)

Öğretmenlik eğitimim ve katıldığım seminerler sonrasında anormal olmadığımı anlayıp, sevindiğimi hatırlıyorum.

Ben yalnızca Global (Bütünsel) öğrenenlerdendim.

Ve maalesef eğitim sistemimiz çoğunlukla Analitik Öğrenenler için verimliydi.

Ve evet 24 sene önce tembeller sırasına alınan ve neyse ki boyu aşırı minik olduğu için önde oturan o kız çocuğu bendim. 

Peki nedir bu Analitik veya Global Öğrenenler ?

Çocuğumuz Analitik mi yoksa Global mi öğrenenlerden? 

Ona nasıl bir öğrenme ortamı sağlarsak verimli bir sonuç alabiliriz? 

Yukarıda bahsettiğim Analitik ve Global terimleri bireyin düşünme biçimleri ile alakalıdır. Bireyin düşünme biçimi ile paralel olarak bir öğrenme yöntemi geliştirilmelidir.

Bkz.  Rita Dunn

Analitik Öğrenen Bireyler

  • Detaylara önem verir ve parçadan bütüne ilerlemeyi tercih eder.
  • Sessiz ve düzenli bir çalışma ortamına ihtiyaç duyar.
  • Sıralı ve mantığa dayalı bir öğrenme şekli tercih eder. 
  • Sorumluluk sahibidir ve kurallara uymakta zorlanmaz.
  • Otoriteye saygı duyar.
  • Tek işe odaklanmak ister.

Global (Bütünsel) Öğrenen Bireyler

  • Önce bütünü görmek ister ve detaylar ona karmaşık, anlamsız gelebilir.
  • Dağınık bir çalışma ortamı tercih eder fakat aslında onun kurduğu düzen bu şekildedir.
  • Masada çalışmakta zorlanır. 
  • Öğrendiklerini sorgular ve ne işine yarayacağını bilmek ister.
  • Aynı anda birden fazla işi yapabilir.
  • Çalışma ortamında ritim, sese ihtiyaç duyabilir. 

Bu durumda çocuğun öğrenme ortamı, öğretimde kullanılan yöntem-teknikler ve düşünme biçimine göre düzenlenmelidir.

Şimdi biraz düşünelim…

Aslında global düşünme biçimine sahip bir öğrenciyi; uçmayı öğrenmeye çalışan yavru bir kuşa benzetecek olursak

Siz, kanat çırpması için onu boşluğa bırakmak yerine; önüne bir sürü olasılık ve açı hesaplamaları, çizimlerle dolu bir kağıt koyup ezberlemesini bekliyorsunuzdur. 

En acısı da ezberler sonucunda uçabileceğine inanmanız ve onun da inanmasını beklemeniz.

Derya AMAÇ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir