• Akademik

    Çarpım Tablosu ve Ezber Sorunsalı


    Eskiden toplumumuzda, hatta dünyada var olan en yanlış algılardan birisi de “Bir çocuk matematikte iyiyse zekidir.” algısıydı. 

    Maalesef hala şu anda ebeveynlik yapan jenerasyon, bunun yanlış bir düşünce olduğunu bilseler de kendi ebeveynlerinin öğretilerinden kaynaklı hala bu düşüncenin etkilerini üzerlerinde taşıyorlar. 

    Bu yüzdendir ki 2. sınıfların veli toplantısında her öğretmen bu konuya ve konunun öğretimine ilişkin açıklamalar getirir. Tabii her öğretmenin eğitime bakış açısı, deneyimleri, yorumlama biçimi ve doğruları farklı olduğu için bu konuda en belirgin iki düşünce etrafında toplanılır.

    Bunlardan ilki: Öğrenci ezber yapsın.
    Velinin iç sesi ya da bazen dış sesi 🙂
    -Neeee ? Hocam nasıl olur, ezberci eğitime karşıyız. Çocuklar yaparak yaşayarak öğrenmeli. Mantığını anlamalı. Bilgi kalıcı olmalı vb. 

    İkincisi ise: Öğrenci ritmik sayma yaparak çarpımın sonucuna ulaşsın.
    Veliden dönüş:
    -Hocam böyle de say say bitmiyor. Pratik bir yöntem değil. Çok uzun sürüyor. Zaten parmakla sayıyor hala. Ezberlese miydi acaba?

    Sessizlik 🙂 

    O zaman gelin biz 3. yöntemi oluşturalım.

    Sağlık, giyim, tv programları hatta kitaplarlarda olduğu gibi eğitim sektöründe de bazı konular zaman zaman moda malzemesi gibi gündem olur ve sanki o dönemde tek doğru oymuş gibi hissedilir. Diğer doğrular ise “tü kaka” görünebilir. 

    Tıpkı “ezber” in eğitim sisteminin içerisinde bu şekilde olumsuz bir algı ile konumlandırılması gibi…

    Her şeyden önce, bir konunun mantığını anlamak, öğrenmenin kalıcılığı ve daha da önemlisi öğrenilen yöntemin başka bir sorunun çözümüne de aktarılıp kullanılabilmesi açısından çok önemlidir. 

    Çocuklar ritmik sayma (7-14-21-28…) ile çarpmanın mantığını kavrar, fakat kendilerine problem içerisinde 7 tane 8 sorulduğunda, 56’yı ezberden söylerse de dünyanın sonu gelmez. 
    Sonuç olarak 3. Çözümümüz:

    -Öğrencim çarpmanın mantığını tabii ki öğrensin. Tersi zaten düşünülemez. (Parmakla saymasında da hiçbir sakınca yoktur.) Ritmik olarak sık sık sayıları ileri-geri saydıralım.

    Fakat pratiklik kazanması açısından odamızın bir köşesinde çarpım tablomuz olsun, kendi hazırladığı “flashcard”ları olsun. Ara ara anne baba ile soru-cevap yapılsın.  Böylelikle çarpım tablomuzu ezberleyelim 🙂 Bu sözcükten de lütfen bu kadar korkmayalım. Ezberlemek; Öğrenilenlerin uzun süreli belleğe aktarımıdır. Bu da ancak sık tekrarla olur. Hayatımızım ilk yıllarında gördüğümüz her nesnenin adını ezberleyerek (bol tekrarla uzun süreli belleğe aktararak) kendimizi ifade ettik. Biz istesek de istemesek de bu yöntem şarkı söylerken bile tıkır tıkır işliyor 🙂

    Bu nedenle çocuklar çarpmanın mantığını kavradıktan sonra, problem çözerken de sorun yaşamayacaklardır. 

    Gelelim benim sınıfta en çok kullandığım yönteme:

    En çok zorlandıkları ritmik sayma grubu üzerine (altışarlı, yedişerli ve sekizlerli) beste yapmak 🙂 Çocuklarla beraber yaptığım bu besteye dans figürleri eklemek. 

    Sınıfta (6-8-12…) diye bağırırken çılgınca dans edip, teneffüs zili çalıp, sınıfın kapısı açıldığında yetişkin halime keskin bir dönüş yapmak. (Bu arada çocuklar zili duymuyor bile 🙂

    Not: Her ritmik saymamın sonuna kafiyeli bir söz de eklenebilir. (6-8-12 ormanda var bir tilki…) 

    Ne kadar komik, o kadar kalıcı 👍🏼

    Sevgiler

    Derya AMAÇ